20. yüzyılın o ilk, büyüleyici ve gürültüsüz dönemine bir bilet alın! Tek bir gecede, sinema tarihinin dört dev isminin vizyonuyla tanışmaya hazır olun. Bu, sadece sessiz filmleri izlemek değil; sinema dilinin doğuşuna, kurgunun isyanına ve görsel hikaye anlatımının zirvesine şahit olmaktır.
GECE BAŞLANGICI (23:59) - Komedinin Dehası: Gecemiz, sinemanın en büyük fiziksel komedyeni Buster Keaton'ın nefes kesen aksiyon ve mizah şaheseri The General (1926) ile açılıyor. Bir lokomotif, bir savaş ve imkânsız bir aşk hikayesi... Keaton'ın duygusuz yüz ifadesinin ardındaki muazzam deha ile tanışın.
GECE YARISI İSYANI - Kurgunun Kalbi: Hemen ardından, Sergei Eisenstein'ın çığır açan eseri Potemkin Zırhlısı (1925) ile kurgu sanatının nasıl bir propaganda ve isyan aracı olabileceğini göreceğiz. Özellikle Odessa Merdivenleri sekansı, sinema okullarında yüz yıldır ders olarak okutulan o meşhur sahne!
SABAHIN İLK IŞIKLARI - Distopyanın Kehaneti: Gece, Bilim Kurgu türünün babası Fritz Lang'ın distopik başyapıtı Metropolis (1927) ile derinleşiyor. Yeraltı işçi sınıfı ile gökyüzündeki zenginlerin mücadelesini anlatan bu devasa prodüksiyon, sadece bir film değil, geleceğe dair bir kehanettir. Sinemanın ilk kadın robotu Maria'nın ikonik görüntüsü aklınızdan çıkmayacak.
ŞAFAK VAKTİ DRAMI - İnsan Ruhunun Derinliği: Maratonun finalini, Carl Theodor Dreyer'ın eşsiz eseri The Passion of Joan of Arc (Jeanne d'Arc'ın Tutkusu) (1928) ile yapıyoruz. Tamamen yakın çekimlerden oluşan, kamera önündeki aktris Maria Falconetti'nin performansıyla sinema tarihine kazınmış, insan acısını ve inancını en saf haliyle yansıtan sarsıcı bir deneyime hazır olun.
6 SAAT Sessizlik... 4 FİLM... YÜZ YILLIK SANAT! Bu filmler, sinema sanatının temellerini attı. Kamera açılarından kurgu ritmine kadar bugün izlediğiniz her film, onlara bir şeyler borçlu. Patlamış mısırlarınızı hazırlayın, çünkü bu tarihi yolculuk 25 Ekim Cumartesi 23:59'da başlıyor.
Sessizliğin Gücünü Keşfet!